This is an old revision of the document!
26/02/1996 tarihinde, İstanbul 1. Nolu DGM.’nin 1996/125 Esas sayılı davasında, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan yargılanmakta bulunan sanıklar Mehmet Faysal Söylemez, Barış Bedirhan Çınar, Abdülhalim Kahraman, Arif Yanık, Ahmet Söylemez ve 12/03/1996 tarihinde İnegöl İlçesinde öldürülen İbrahim Yüce ile sanık Mehmet Sena’nın, İlimiz Kadıköy İlçesi Kızıltoprak’ta bulunan işyerinde birlikte bulundukları sırada meydana gelen olayda, Komiser Yardımcısı Mehmet Hakan Fındık ve Polis Memuru Ragıp Lale’nin tabancalarının, sanıklar Mehmet Faysal ve Mehmet Sena tarafından alındığı, Sait Aydın isimli kişinin, Ömer Çetinsaya tarafından öldürüldüğü, Şeref Aydın isimli kişinin yaralandığı, Komiser yardımcısı Mehmet Hakan Fındık’tan alınan 9 mm. Hatta hakkımızda PKK.nın ağzından yazılmış gibi Ali KAYA tarafından Başsavcının iştiraki ve Kolordu komutanını da onayı ile hakkımızda sahte belge tanzim edildi. Savcılığa gittiler. Ben de gittim, Kolordu Komutanına direkt gittim, Yaşar Büyükanıt, Korgeneral, Paşam dedim, ben burada bir medya sahibiyim ve devlet yanlısı politikam vardır ve PKK'yla mücadele etmişim. Dosyada hepsi vardır. Birisi Erhan Tavşancı Kurmay Albay, paşanın özel şeyidir, yani, paşa adına İmza atıyor, Kolordu Komutanı Yaşar Büyükanıt adına imza atıyor. Şimdi, bu ulusalcılar, Yaşar Büyükanıt Paşa, Ali Kaya ve o yanında beraber yatan astsubayının, bölgede, bu Akdeniz Bölgesinde bir ilde, beraber şey yapıyorlar, köşk yapıyorlar, bu, nedir, villa yapıyorlar. In case you have any kind of issues with regards to where in addition to how to employ bayan escort diyarbakır, you possibly can e mail us from the web-site. Bu 7 milyarı alırken de ismi nedir; isim de koyuyor, efendim, dosyalardan bize tazminat davası açmış ya, tazminat davasının kazanıldığı -yani, başsavcı kazanacak- onun faizsiz, susuz busuz, bu, para alıyor, yani, dava daha devam ediyor sözde. Ne parasıdır; yani, barış parası, barıştık; bir daha dosyaları filan ortadan kaldıracağız, tazminat davasını kaldıracağız ve size karışmayacağız
Adı geçen mahkemece yapılan yargılama sonucunda 19 Aralık 1985 gün 1984/55 Esas ve 1985/311 karar numaralı ilamla “ İbrahim Çiftçi, Ömer Yavuz Hacıömeroğlu, Abidin Şahiner, Mehmet Kundakçı ve Kadir Temir’in beraatlerine, sanıklar Duran Demirkıran ile Ömer Özcan’ın TCY,’sının 149/2, 65/3 ve 59. maddeleri gereğince 12’şer yıl 6’şar ay ağır hapis cezası ile sanık Ahmet ercüment Gedikli’nin ömür boyu ağır para cezası ile ve sanık Haluk Kırcı’nın ise idam cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiş ve karar temyiz edildikten sonra Yargıtay’dan geçip Sıkıyönetim Mahkemesince yeni baştanhüküm kurularak enson Ankara 1 Numaralı Askeri Mahkemesinin 17.06.1988 gün 1987/44 Esas 1988/101 karar numaralı ilamı ile kesinleşmiştir. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünde gözaltında bulundukları sırada daha ilk saatlerden itibaren Sedat Edip Bucak İstanbul İl Emniyet Müdürüne defalarca telefon açarak bu kişileri gözaltından kurtarmaya ve araştırmanın genişletilmesini engellemeye yönelik girişimlerde bulunmuştur, araştırmanın 1. günü henüz tamamlandığında ise, İbrahim Şahin’in bizzat İstanbul’a gelmesi henüz tamamlandığında ise, İbrahim Şahin’in bizzat İstanbul’a gelmesi ile bu kişiler apar topar İstanbul Emniyet Müdürlüğünden Ankara Emniyet Genel Müdürlüğüne götürülmüş ve orada kısaca ifadeleri alınıp yüzeysel bir inceleme ile yasal olmayan bir uygulama ile serbest bırakılmışlardır. Halen 20. dönem Şanlıurfa Milletvekili olan Sedat Edip Bucak ve 20. dönem Elazıg Milletvekili olan Mehmet Kemal Ağar haklarında, müsnet suçlardan eylemlerine uyan ve yukarıda zikredilen kanun maddeleri gereğince takibat yapılabilmesi; T.C. Ömer Lütfi TOPAL’ın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak Sami HOŞTAN ve Ali Fevzi BİR ile birlikte gözaltına alınan polis memurları Ayhan ÇARKIN, Oğuz YORULMAZ ve Ercan ERSOY ile birlikte diğer polis memurları Enver ULU ve Mustafa ALTINOK, bu olayın vuku bulduğu döneme tekabül eden zamanda, alelacele Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip BUCAK’ın koruması olarak onun yanına verilmişlerdir. Ömer Lütfi Topal’ın öldürülmesi ile ilgili olarak alınan ifadeler ve yapılan telefon tesbitlerine dair müfredat listeleri bu olay hakkında hazırlık tahkikatı yapan Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir
Maalesef yasadışı uyuşturucu, silâh kaçakçılığı gibi işlemler böyle devlet içerisine yerleşmiş illegal bir takım gruplar tarafından yapılmaktadır. Sanık Söylemez kardeşlerin Mersin ilinde oturan, adresini belirledikleri “Bucak” aşiretinden Osman Bucak’ı öldürmeye karar verdikleri, sanık Mehmet Faysal’ın talimatı ile sanık Ümit Atay’ın Mersin’e gittiği ve Osman Bucak’ın evine yakın Soli Sitesinde ev kiraladığı ve babası sanık Zeki Atay’ın çıkardığı ikametgah belgeleri ile üç adep cep telefonu satın aldtığı, sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Mustafa Söylemez ve Fevzi Şahin’in de Mersin’e gittikleri, bu yerde bekleyen sanık Ümit Atay ile buluştukları, kiralanan ve Osman Bucak’a ait evleri ve çevrelerini inceledikleri, sanık Mustafa’nın Mersin ilinde kaldığı, sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Fevzi Şahin’in Pozantı İlçesinde sanık Can ile buluştukları, sanık Can’a ait 56 G 0008 plaka sayılı otoyu sanık Ümit Atay ve sanık Ümit’in Adana’dan çağırdığı ve bu yere gelen babası sanık Zeki Atay ile Mersin’e gönderdikleri, sanık Mustafa’nın siparişi üzerine sanık Can’ın getirdiği bir adet B47728Z seri sayılı Baretta marka tabanca ile, bir adet G-3 tüfeğine ait dipçiğin, Tarsus ilçesinde arama yapan görevlilerce bu otoda bulunduğu ve alıkonulduğu, sanıklar Ümit ve Zeki Atay’ın, sanık Can’a ait anılan otoyu Mersin’e götürdükleri, anahtarlarını bu evde bulunan sanık Mustafa’ya teslim ederek Adana’ya döndükleri, İstanbul’a gelen sanıklardan Mehmet Faysal ve Can’ın eylemde kullanılmak üzere, iki adet cep telefonnu bomba haline getirmesi için, İlimiz Kartal İlçesinde oturan Astsubay olarak görevli sanık Muhsin Çayan’ın evine götürdükleri, sanık Muhsin Çayan’ın sanık Can ile birlikte cep telefonlarını patlayıcı madde patlatmaya yarar hale getirdikleri, sanıklar Mehmet Faysal ve Can tarafından hazırlanan cep telefonlarından bir tanesinin fünye patlatılarak denendiği ve kullanılmaya elverişli olduğunun belirlendiği, sanıklar Mehmet Sena Söylemez, Mehmet Faysal, Can ve Fevzi’nin 06 VVS 45 plaka sayılı Mercedes marka oto ile İstanbul’dan Ankara’ya gittikleri, Ankara Ümitköy’de bulunan evde gizledikleri, sanık Can’ın görevli olduğu askeri birlikten temin ettiği plastik patlayıcıları ve fünyeleri ve silahları alarak otoya yerleştirdikleri ve Mersin iline hareket ettikleri, sanıkları izleyen ve Mersin iline gitmekte bulunduklarını öğrenen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Cinayet Bürosu görevlilerinin 11/06/1996 günü Pozantı ilçesi girişinde Adana ve Pozantı Emniyet Müdürlüğü görevlileri ile birlikte, sanıkları yakalamak için önlem aldıkları, saat:01.15 sıralarında sanıklara ait 06 VVS 45 plaka sayılı otonun turnikeler girişinde görevlilerce durdurulduğu, görevlilerce sanıklardan, otodan inmeleri ve kimliklerini göstermeleri istenildiği, otodan inen sanıklar Fevzi Şahin ve Mehmet Sena Söylemez’in tabancaları ile görevlilere ateş ettikleri, görevli polis memurları Murat Uzun ve Ziyaettin Ferman’ın yaralandığı, görevlilerin karşılık verdikleri ve çatışma sonucunda sanıklar Fevzi Şahin ve Mehmet Sena Söylemez’in yaralı olarak, sanıklar Mehmet Faysal Söylemez ve Can Köksal ile birlikte yakalandıkları, sanık Fevzi Şahin’den Browning marka L.41666 seri sayılı 9 mm